17 Aralık 2010 Cuma

fonda 'eye of the tiger' vardı.

her şey 2 hafta kadar önce gecenin bi' körü sırf bazı arkadaşların evini görüp kıskanıp gaza gelip salonun dekorasyonunu değiştirmekle başladı.kanepe,halı havada uçuşurken,ben gayet baygın bi' şekilde yayılmışken enerji fışkırması yaşayan 'kâââm kalksana be!' diyen sesle kendimi masa taşırken buldum.başta salonun yeni halini hiç sevmediğimi itiraf etmişsem de şimdi seviyorum saloncuğumuzu [dölera'nın bunu okuduktan sonraki kâââm diyen sesi belirdi beynimde.ehere mehere cannım.] farkında olmasak da bu değişiklikle birlikte her an bi' değişiklik fikri belirmeye başladı.sigarayı balkonda içme kuralıyla 3'ü sigaralarına uzanırken ben battaniyeye uzanıyorum.bulaşık sırası diye bi' şey başlattık [hani şu 2-3 hafta sonra salınması muhtemel olan bulaşık sıralarından].oda duvarındaki 17'ye de baybay dendi.bugün en son ben çıkarken yeni yemek denemeleri yapıyolardı.değişiklik meğişiklik tamam da temizlik?

26 Kasım 2010 Cuma

gel saçmalicam.

neydi?evet kadınlar imada bulunur,erkekler anlamaz ya da anlamak işlerine gelmez.kadın detaycıdır kendi kendini yer bitirir,erkeğin de bunun farkında olduğunu sanar ama erkek hiç bi' şeyden habersiz laylay loyloy hayatına devam eder.kadın farkeder,durumu göze sokar ama erkek detaycı olmadığı için bunu da farketmez laylay loyloy hoppaaa devam eder.kadın birasını alır,ehere mehere güler saçmalar arkadaşlarıyla.kucağımda leplüp.meraba hereke interneti.sevgiliciğimin aldığı cips bitti.biram bitti.tuvalete gitmeliyim.

5 Kasım 2010 Cuma

ay vize.aman vize.


'24 saatin 20 saati uyuyosun' diyen sevgiliye inat bu haftasonu vizeler için 24 saat çalışmam gerekirken,ben n'aptım?
-1 hafta önce-
d:haftaya doğum gününü kutlayalım mı?
g:oley yihu yuppi yehey tehey teyteeyy.
evet sırf bu yüzden kalktım istanbula geldim.salaklığıma doymim.pazar günkü yoğunluğumu düşündükçe panik hallere girmeye başladım bugün dönerken.90 sayfa anatomi çalış,yağlı boyayı bitcek kıvama getir [ki hiç başlamadım],desen ödevlerini bitir,sonra git sevgiliye ders çalıştır.ertesi gün hiç uyumamış bi' şekilde 3 sınava gir.sonra koştur yağlı boyayı bitir.salıdan sonra daha rahatım sanırım.geçen seneki inekliğimi geri istiyorum bi' de.

23 Eylül 2010 Perşembe

15 Eylül 2010 Çarşamba

sıhhatler olsun.

rüyamda bornoz giymiş bit kadar balığımız yanlışlıkla kitabın arasına sıkışıp ölüyodu.bu kadar.hoşçakalın.

13 Eylül 2010 Pazartesi

küfürler ediyorum sana bazukacığım.

daha hereke'deki evimizi tam olarak düzenleyememişken [düzenlemeye 2 odayı boyamakla başladık devamı gelmedi henüz.] istanbul'daki evi de yenileme çabalarına giriştik.dün ıvır zıvırları kolilemeye başladık.ıvır zıvır dediğim de evin yarısı onlardan oluşuyo ve çoğu da 'ilerde lazım olur' çöplerinden oluşuyomuş.ben de madem bi' düzenleme olayına giriştik,eski resimlerimi artık düzenli bi' hale sokiim de ilerde fenalık geçirmim dedim.kocaman şeffaf dosyalarım vardı onlara geçirdim,özenle etiket yapıştırdım.'gizem kalayoğlu 2004' diye tarihlendirip isimlendirerek kendimi bi' b.k sandım.neyse sadece geçen senekiler kaldı diye düşünürken bi' baktım bi' resim dosyası daha çıktı.hem de en dolusu oymuş.öheee diyerek onları da yerleştirdim.bugün de geçen senekileri dosyalamaya karar verdim.geçen sene dosya yerine bazuka denilen o salak aygıtı kullanmamış olsaydım şu an dellenmezdim.atölyeden her dönüşte bazukadan çıkan ruloyu hiç düzeltmeden koliye atıyodum.sabahtan beri o 1 koli ruloyu düzeltmeye çalışarak dosyaya sokmaya çalışıyorum ve tabi ki OLMUYO! düzeltmeye debelenirken bütün o karakalemi de sayfaya yayıyorum ve resim iyice b.ka dönüyo.yukardaki fotoğraf da elimin temsili fotoğrafı olmakta.onun karakalemli hali.

20 Ağustos 2010 Cuma

19 Ağustos 2010 Perşembe

murat pulat.

şimdi gidip çayımı alabilirim.

18 Ağustos 2010 Çarşamba

laaaaağğğğnnn!!

sokağımızdaki otoparkta çalışanlara aynen bunu yapmak istiyorum.9 yıldır orda sürüyle çalışan değişti ama huyları değişmedi.sanırım işe alınırken 'gizem'i nasıl rahatsız edebilirsin?' sınavından geçirip de alıyolar.laf atmalar mı dersin,arabayı tamamen uyuzluğuna üstüme sürmeler mi dersin,tam arabanın önünden geçerken korna çalıp ödümü kopartmak mı dersin.. bu böyle gider.demin de bu korna seçeneğini uyguladılar gene.hayır yani artık takmıyorum da küfürlerimi içimden ediyorum ya da eve gelince söyleniyorum da niye hala bundan büyük zevk alıyosunuz?ananız bacınız yok mu sizin heeğğ diye emrah'a bağlamak istedim.aa bi' gün de öyle mi söylensem acaba?

17 Ağustos 2010 Salı

gülüyorum aslında ben.

ben gülme krizine girsem bile sessiz gülen biriyim.yani dışardan bakılınca evet bi' yarılma durumu söz konusudur,ama ses yok.dölera dün gece 'sen buna benziyosun --> :)' diyerek beni o samimiyetsiz gülüşe benzetti.'sessiz gülüyorum diye mi' dediğimde 'evet,emesen gülüşlü' dedi.arada bi' sesli gülerek büş'e 'oha kâm sesli güldün!' dedirtip şaşırtmaktayım.yukardaki fotoğrafa bakınca da aklıma burak geldi.gayet ciddi bi' ses tonuyla 'hahahahahahaha' diye gülen biri kendisi.ay nasıl da özledim.hatta bazen güldükten sonra bi' süre durup sonra gülmesine devam ediyo.'napıyosun be?' dediğimizde de 'ya gülüyorum sonra da kendi gülüşüme gülüyorum' gibi cevaplar vermektedir.benim bu sessiz gülüşlerimin şöyle bi' kötü yanı var.telefondayken gülüyosam eğer,karşımdaki gülmediğimi sancak diye gayet yapmacık 'hahahah'lar üretiyorum.o zaman da 'üf nasıl da dediğime gülcek diye kastı' gibi düşünceler oluşuyodur konuştuğum kişide bence.ya ama öyle değil.valla bak.

16 Ağustos 2010 Pazartesi

şivolk.

Dölera: bloguna yeni şeyler yazmadığını görünce hayli sinirleniyöm.

normalde 'chill out'un yanında başka bi' şey yazıyodu ama durduk yerde küfretmeye gerek yok diyerek dilara diye değiştirdim onu.bugün şu diyaloğa yer vericiim.

x: she walk dımdımdımdımdım she walk dımdımdım she waaalkk [aslı 'the ting tings - we walk' olmakta.]
y: she walk değil be we walk o.hem illa diyesin varsa bile she walks de bari.
x: SANANE YİAAAAA SHE WALK DİCEM BEN ALLAH ALLAAAAH!!

soru: konserde de she walk diye söyleyen x ve dilbilgisici y kimdir?

hana davies.







15 Ağustos 2010 Pazar

eveet,bu yazımızda saç toplamayı öğreniyoruz.

konunun sindy'le alakası yok.şaşırtmaca yaptım sadece.şu sıcağın fenalık getirdiği günlerde uzun saçlı olmanın avantajından yararlanıyorum.normalde banyo yaptıktan sonra yarım saat saçımla uğraşmak zorunda kalıyorum.bi' abartı yok.gerçekten yarım saatimi alıyo.taramak,krem sürmek,sonra kuyrukla karışmış daha kısa saçlarımı ondan ayırmak,afedersiniz popoma kadar uzamış kuyruğumu örmek ayrı işkence [uzunluğu için kıskananlar çatlasın - bknz. murat],saçımın kuyruksuz ana kısmını [!] kurutmak,en son da perçemimi fönlemekten oluşuyo bu yarım saat.kısa saçlıyken de aynı işlemleri yapıyorum,bi' fark yok.bu yarım saat olayının dışında fönün sıcaklığından baymış olmam da var tabi.o yüzden 1-2 haftadır en pratik yolu yapıyorum.hiçbi' şey yapmadan topla gitsin [şekil A].kısa saçlılar n'apıyo bilmiyorum.geçen yaz kısaydı saçım ama nasıl sıcakla baş ettiğimi hatırlamıyorum.he bi' de saçım kendi şeklinden sapıp garip hallere girdi artık ve de siyah boyanın abuk subuk kısımlarda akıp kızıl saçın 'eskiden ben kızıldım olm ehiehi' dercesine antipatik görünüşleri olduğundan toplayıp bunu gizlemek de bi' yöntem.ama n'apalım bayrama kadar böyle,bayramda kestirip boyatıp cici çocuk olcam.

-şekil A-

14 Ağustos 2010 Cumartesi

11 Ağustos 2010 Çarşamba

çak.


dün chuck izlemek isteyip izleyemeyerek uyuduğumdan olsa gerek rüyamda izledim.nasıl daha önce film kalitesinde film izlediysem rüyamda,bu da öyle kaliteliydi.normal bilindik chuck koşuşturmacaları ve sarah'yla hafif fingirdemeleriyle geçti bu bölüm de [sanki gerçekten o bölüm olmuş gibi niye anlatıyosam].arada jack scott-goodbye baby'li hd reklamı da geçti.gene ringtekileri kovalıyolarken chuck 2 tanesini öldürüyo,diğer ikisine kurşun işlemiyo.o 2 kişi ercan saatçi'yle soner sarıkabadayı gibi tiplerdi.kim olduklarını hatırlayamadım şimdi.' aha n'oluyo be siz de nerden çıktınız niye ölmüyosunuz ' derken saatim çaldı,kalktım ilacımı içtim.

8 Ağustos 2010 Pazar

ilke kutlay resimlerine aşığım.

her zaman en 'ben' olan.
www.ilkekutlay.com

6 Ağustos 2010 Cuma

beyaz gömlekli şahıs,kaderdaşımsın.


oha işte geçen sene tam da böyle bone izli bir amele yanığına sahiptim.benim dışımda başkasında da rastlamama ohaladım.ne korkunç günlerdi o günler!kahkül yakışmaz dendiği için perçemimi emo modeli haline getirip kapatmaya çalışıyodum.'tamam gülmicem' deyip de gördüğü anda patlayan eski sevgilimin 'yok sevimliliğine güldüm' falan diye toparlamalarını da yemedim tabi.olur da başınıza alnınıza böyle bi' olay gelirse tek yolu limon sürmek,böylece beyazlıyo haberiniz olsun.gökçe'ye de bu tavsiyesi için - Allah ondan bin kere razı olsuuuun.bu seneki amele yanığım da çapraz çanta askısı.çok şık.

29 Temmuz 2010 Perşembe

ıığğn dışş!

dün adapazarı'na büş'ün yanına gittim diye dölera 'ben yokken buluşun zaten siz!' şeklinde kıskançlık krizlerine girip,trip atıp,küfrederken biz gün boyu onun için koşturduk.1 aydır ' dölera'ya n'apcaz be doğum gününde ' diye kafa patlatırken birden aklıma bi' fikir geldi.adapazarı halkını videoya çekip dölera'nın doğum gününü kutlamaya ikna etmek gerekiyodu.büş de ben de utanmadan derdimizi bu şekilde insanlara anlatabilcek kapasitede insanlar değiliz.sonra 'fikir benden çıktı,montajı da ben yapcam,hadi sen de işe yara da konuş şunlarla' diye blöf yapıp ikna ettim.bizi terslemicek insanları seçtik ve hepsi de yardımcı oldular sağolsunlar.sadece 1 kişi hariç! büş: 'meraba biz bıdıbıdıbıdı..yardımcı olur musunuz?' kadın: 'olamam.' büş: ' olamaz mısınız?peki..' ben o sırada gizli kamera[man] görevi görüp kadının terliklerini çekmişim.4 kişilik çocuk çetesini ikna etmek için ne diller döktük.amma nazlandılar.mentos rüşvet teklif etmek zorunda kaldık.asıl eve gidip montaja başlayınca çok eğlendik galiba.bat for lashes - horse and i'ı da serpiştirdik.dölera bizim atımız olduğu için cuk oldu.sonuna da kişneyen dönmemizi koymayı unutmadık tabi ki.videoda vikviklediğim bölümde de balkondan kestiğim dövmeli cıbıl genci anlatıyodum bu arada,ehe.normalde 7 ağustos'ta dölera'nın doğum günü ve biz bunu cd yapıp kargoyla antalya'ya yollicaktık.hatta annesini arayıp onla da iş birliği yapıp adresi aldık falan.ama montaj işi bitip de izleyince büş'le birbirimize 'acaba şimdi mi koysak?sabredemicem galiba' bakışları attık.facebook'a yükledik ve dölera'ya msj attık 'bize bugün çok kızdın ama yarın facebook'a bi' bak' diye.sabah telefon çaldı,açtım.'kââââm' diye ağlayan bi' ses [kâm ben oluyorum.].salak kız videoyu izleyince ağlamış.telefonu kapattıktan sonra 'iyi iş başardık co kızı ağlattık hehe' dedim büş'e.sonra şöyle bi' msj geldi: 'dün bütün gün size küfrettim ama pişmanım keşke etmeseymişim.' anneme videoyu izlettiğimde büş'ü gördüğü anda 'aaaaaaaaaaaaaaaaaa ne kadar benziyosunuz,kardeşin olsa bu kadar olur!' diye kocaman bi' tepki verdi.bi' tek annem bizi birbirimize benzetmemişti,o da oldu.bu arada videoyu izlerken farkettim de yanağımda ben varmış.

23 Temmuz 2010 Cuma

kuru fasulyeci kabusu.


öf bugün baya bi' kabus gördüm.hepsi de birbirinden saçmaydı tabi ki.ama sadece şunu anlatcam.hereke'deymişiz.dilara'yla birlikte kuru fasulye yemek için bi' yere giriyoruz.tabaklara minicik bi' şey koyuyo adam.yemeği yemeden parayı ödemek gerekiyomuş.'ne kadar?' diyorum.'150 tl' diyo! 'hahhah şakacı' diyorum.adama bakıyorum,gayet ciddi.'peki ben bi bankaya gidiim' diyorum.dilara da deniz oluveriyo birden.yemeğini yemiş gayet rahat 'ben benimkisini ödedim' diyip gidiyo.bakıyorum adam geliyo 'hani para?!' diyo.'bankaya gidiyorum işte ne acelecisin be!' diyorum.'böyle yapıp kaçmaya çalışan çok oldu ben anlamam ver o kartı ben çekcem parayı' diyip kartı elimden kapıyo.önden önden giderken 'ne kazıkçısın bee' falan diye çirkefleşiyorum.sonra adam birden kadın oluyo.arkasını dönüyo 'kafana terliği yiceksin şimdi' diye o da çirkefleşiyo.telefonumun çalmasıyla uyandım.arayandan Allah razı olsun.bu böyle giderdi valla.bi' de uyandıktan sonra da etkisinden kolay kolay kurtulamadım.kendi kendime 'o kadar para verdim yemeği yeseydim bari.hereke'de kazık bi' yer olsan n'olur be! en fazla 20 tl olsun,75 tl ne be! hayır yani ben kuru fasulye de sevmem ki ne işim var orda!' diye söylenip kendime fırça attım.hereke'ye gittiğimde trip atcam hepsine.

22 Temmuz 2010 Perşembe

mendili eline,mendili verdim geline.

yaz kış burnu akan birisiyim.bi' kaç haftadır akmıyodu ki sabah tekrar kendisini gösterdi sağolsun.mutlaka elimde mendilimle gezerim.büş 'gizem dikkat ettim de her fotoğrafta elinde mendil var' deyince farkettim ben de fotoğraf aksesuarımı.hatta 'sümüklüm' diye romantik mesaj bile atmıştı eski sevgilim.burnumdaki damarı yaktırdıktan sonra kanamıyo ya en azından ona şükrediyorum.hapşu.

19 Temmuz 2010 Pazartesi

17 Temmuz 2010 Cumartesi

pomarańczowa.

murat'a göre karaktersiz bi' içeceksin,begüm'e göre de yerli malı haftası içeceği gibisin.ama ben seni hereke sınırları içindeyken seviyorum kutu fanta.ama istanbulda değil,o da ayrı mesele.